05 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

İzmir'de esnaf ziyaretine giden Kılıçdaroğlu'na tepki: 35 yıldır yönetiyorsunuz, altyapı İzmir'de bitik

Kılıçdaroğlu’na tepki göstererek, “Altyapı İzmir'de gerçekten bitik. Bir vatandaş ve esnaf olarak canım yandı bununla ilgili sizden rica ediyorum. Burada 35 senedir CHP var. Lütfen bu altyapıyı düzeltin'' dedi. Kılıçdaroğlu ise söz konusu gelişmeleri iklim değişikliğine bağladı. Halihazırda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni CHP’li Tunç Soyer yönetiyor.

3 yıl önce

Unutmadık! 5 yıl önce bugün | HDP miletvekilleri teröristin cenazesine katıldı

17 Şubat 2016'da Ankara Merasim Sokak'ta sivil memur ve askeri personeli taşıyan servis araçlarına PKK bombalı araç saldırı düzenlemiş 29 kişi hayatını kaybetmişti. Terör saldırısı faillerinden Şirin Kocakaya'nın cenazesine HDP'liler katılmıştı.

2 yıl önce

Eski CHP Maltepe İlçe Başkan Yardımcısı Umut Karagöz, 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasına sanık Umut Karagöz, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada taraf avukatları da hazır bulundu. Eski CHP Maltepe ilçe Başkan Yardımcısı Umut Karagöz'ün 23 yaşındaki bir kadına restoranda cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılandığı davada karar çıktı. İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada son savunmalar yapıldı. Ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Tutuklu yargılanan Umut Karagöz , "Cinsel saldırı", "Hürriyetinden yoksun kılma" ve "Tehdit"ten suçlu bulunarak 15 yıl hapis cezasına mahkum edildi.   Cezalarda indirim uygulanmadı Sanığın yargılama sırasındaki davranışlarını dikkate alan mahkeme, olumlu kanaat oluşmadığı gerekçesiyle her iki suçtan verilen cezalarda indirim uygulamadı. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin de devamını kararlaştırdı.

2 yıl önce

AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe: İstanbul 25 yıldır böyle bir beceriksizlikle karşılaşmadı

AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, TVNET Genel Müdür Yardımcısı Serhat İbrahimoğlu ve Yeni Şafak İnternet Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik'in sorularını yanıtladı. Kabaktepe'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Marmara'da müsilaj sorunu Dünya Çevre Günü'nde bu konuyu konuşmak anlamlı fakat bu sorunu konuşmak üzücü. Marmara Denizi'nin etrafına akıtılan suların arıtılıp arıtılmaması ve hava durumuyla alakalı bir sorun. Sıcaklığı kontrol etme şansımız yok. Belediyelerin Marmara'ya akıttıkları sulardaki azot ve fosforları minimize etmeleri lazım. Şehir yaşar, eğer durursanız, şehir çevreden ulaşıma boğulursunuz. Marmara Denizi etrafındaki tüm belediyelerin atık suların arıtılmasıyla ilgili, gerekli ölçülerle yapmaları lazım. 301 noktada var olan artıma tesislerinde kontroller yapılacak. Gerekli artıma işlemlerinin yapılıp yapılmadığına bakılacak. Bugüne kadar neden karşılaşılmadı? Bir, Marmara'ya atık olarak verilen tesislerin kapasiteleri yeterli şekilde kullanılıyor mu? İki, şehir dinamik bir şehir. Her dönem aynı şekilde gelmez. İBB'yi aldığımızda 4 tane arıtma tesisi vardı. Biz bunu 21'e çıkardık. Bir tesis yapmadığınızda birimlerde oynama olabilir. Teknik ölçümler yapılamadığı için bir şey diyemiyorum. İstanbul'da, İBB'de temel atmama törenleri yapıldı. Buradaki temel sorun şu; bir şehri yönetiyorsanız, burada yatırımı durduramazsınız. Herhangi bir yatırımda gecikme, önünü alamayacağınız bir çevre ve sağlık felaketini sonuç olarak ortaya çıkarabilir. Bu yatırımların yapılmaması, günlük yaşam kalitesini değil, çevre ve su kalitesini de düşürecek. Buradan çağrı yapıyoruz; başta İBB olmak üzere, gelin hep birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığının öncülüğünde, "temel atmama" törenlerini temel atma törenlerine çevirin. Mevcut tesislerin gerektiği şekilde çalışmadığına dair vatandaşlardan şikayetler var. İstanbul'da üç kademeli deşarj sistemi var. İncelemelerimizi arkadaşlarımız yapıyor. Tespitlerimiz son aşamasına geldi. Bu sorunu biz çözebiliriz ama yarın veya 10 yıl sonra yaşanmaması için İstanbul'un ihtiyacı olan arıtma ihtiyaçlarını karşılamak için tesislerin yapılması lazım. İBB'yi şu an yöneten iradenin, İstanbul'un sorunlarının dışında bir politika izliyor. İstanbul'un içinde bulunduğu sorunları önceleyen bir politikanın gerçekleştirilmesi lazım. Fotoğrafınızın duvara asılması dışında yönettiğiniz işareti nedir? Yaptığınız görevler sizin hizmetlerini anlatmalı. Ürettiğiniz eserler bunu ispatlamalı. İstanbul gibi bir kentte hizmet ve yatırım bütçesini yüzde 32 kısarak bu kenti geliştiremezsiniz. Bizim İBB yönetimine çağrımız, gelin kenti yönettiğinizi sadece duvara astığınız fotoğraf ile değil ürettiğiniz eserler ile gösterin. Yıllar sonra geldiler, bu yıllar arasında İBB'yi kimler yönetmiş diye bakacaklar. Aradaki yıllar içerisinde İstanbul'u yönettiğinizi lütfen sadece fotoğrafla ispatlamayın. Atacağınız temeller, güzel tesislerle bunu taçlandırın. İstanbul'un fotoğraf belediyeciliğine değil, hizmet belediyeciliğine ihtiyacı var. Sancaktepe-Yenidoğan metro hattının inşaatına hafriyat dökülerek kapatılması İstanbul'un yaşadığı en önemli sorunlardan birisidir bu. İBB'yi kazanmanın amacı İstanbul'a hizmet etmektir. İki aydır söylediğim guguk kuşu siyasetiyle mi karşı karşıyayız? Buna en önemli örnek bu metro hattı. Bir belediye İstanbul'a yatırım kararı almak isterse alır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ya da bakanlıklardan izin almasına lüzum yoktur. Bunları bilmeyen bir yönetim İstanbul'u yönettiği için bir takım yeteneksizliklerle karşı karşıyayız. Yenidoğan metrosu, bunlar AK Parti döneminde ihaleleri yapılmış çalışmaları başlamış metro hatlarıdır. AK Parti belediyesi olarak biz, 2018'de başlattık. Dış kredi talebinde bulunacaksanız, onunla ilgili Ulaştırma Bakanlığına yazı yazıp, Strateji Başkanlığına gidersiniz. "Şu an para yok, Cumhurbaşkanı kabul etmedi" deyip naylon algılarla doldurulan hizmet anlayışı var. Biz 2015'de yaptık bu başvuruyu. Bu metro öz kaynakla yapılmalı diye bir geri dönüş aldık. CHP'li İBB bu hattı borçla yapmak istedi. 2021 yılı içerisinde Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin de taleplerine henüz cevap verilmedi. İstanbul'a has bir durum değil bu. Kartal-Kaynarca hattını öz kaynaklarımızla yaptık. CHP'li İBB iradesine soruyorum; siz AK Parti dönemi aldığı cevabı bile almadınız henüz. İlgili izinleri almadan talep gönderiyorlar. Bizim hakikatimiz, bu İBB yönetiminin naylon algılarını patlatacak diyorum. CHP yönetimi Strateji Başkanlığı'na aynı başvuruyu yapıyor. AK Parti'yi reddeden başkanlık CHP'yi reddetmemiş. "Dosyanızı güncellemeniz lazım" demiş. Koskoca, dünyanın 120 ülkesinden büyük İstanbul'un belediye yönetimi, evrak hazırlamayı beceremiyor. İstanbul 25 yıldır böyle bir beceriksizlikle karşılaşmadı. İBB yönetimi görevini yapmak yerine balon algılara sarılıyor. Petrol kuyularını petrol yok diye kapatan zihniyet neyse, metro inşaatına da beton dökmek aynıdır. İBB'nin bütçesi 10 tane bakanlıktan fazla. İstanbul'un para sorunu yok. Biz öz kaynaklarımızla bir sürü iş yaptık. Belki de bunlar bilerek yapılıyor. 3 kilometrelik 6 hatlık bir metroyu yapamayan bir İBB ile karşı karşıyayız. Astığınız reklam pankartlarının parası bile o metro hattını yapar. İstanbullular müsterih olsun. İstanbul'umuzun tıkanan noktalarında yasalara, hukuka, özgürlük anlayışına halel getirmeden pozisyon almaya devam edeceğiz. İBB yönetimi, reddedilen bir kredi başvurusu olmadığı halde, böyle bir algı balonu ortaya çıkardı. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Halkımız bunu değerlendirecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB Başkanı olduğu dönemde temizlediği, balık tutulacak hale getirdiği Haliç'i kendiniz yapmış gibi yeniden açıyorsunuz. İstanbullular yapılan hizmetleri değerlendirir. Sandıkta da gereken davranış biçimini gösterir. İBB himayesinde kaybolan atlar Çok basit bir soru. 978 ata ne oldu? Cevabı çok basit. İBB iradesi bu soruya hala cevap vermedi. Bizim bulduğumuz yanıtlar şu; 200'den fazla atın bir takım hastalıklar nedeniyle öldüğü biliniyor. Atların, bakımlarından gömüldükleri yere kadar raporlanması lazım. Temin edebildiğimiz kadarıyla, 978 atın 400'ünden fazlası hakkında bir bilgi yok. Bir at var. Hollywood setlerinde mi çekilmiş bilmiyorum. O sahnede sergilendiği gibi bir bakımın olmadığını biliyoruz. Burada da bir algı balonu oluşturarak Tarım Bakanlığına atılıyor. Çip uzaydan takip işlemi değil. Basit bir künye işlemi. Bakanlığın kime vereceğinizi belirleme, nakliye gibi sorumlulukları yok. Atlar öldü deniyor, öldü belgesi yok. İBB'ye soruyoruz; Hangileri hala yaşıyor, nereye gitti, hangileri kayboldu, kaybolmalar gerçek mi, ölümler gerçek mi? 40 kuruma verildi deniyor; kurumlara sorduk, haberleri yok. Biz zan ile hareket etmeyiz, hakikat ile ilerleriz. İSKİ'nin su zammı talebi Bizim de anlayamadığımız bir durum var. İnsani su hakkı denilen bir yaklaşım var. Hem bunun iptali isteniyor hem de yeni bir zam isteniyor. AK Parti döneminden beri uygulanan indirimi kaldırmak istiyorlar. Bu kaldırıldığında da otomatikman zam olacak. İkisi toplandığında yüzde 50'lilik bir durum var. İSKİ'nin masraflarının yüzde 90'ında değişiklik yok. Melen projesi misal, su ihtiyacının yarısını karşılıyor. Yatırım, maliyet girdilerinde bir değişkenlik yok. Kasım ayından bu yana beşinci kez zam talebinde bulundular. Bu konunun kasım döneminde konuşulması gerekir, 3-6 ayda bir zam talebi gelmemeli. İBB, Türkiye Cumhuriyeti yasalarında aykırı olan yeşil alana temel atarken kanunu görmüyor. İBB Meclisi kararlarını görmüyorlar ama Sayıştay'ı görüyorlar. İBB'nin kilosu 392 TL'den baklava satın alması İBB faaliyet raporu açıklandı ve bu rapora ilişkin meclis toplantısı yapıldı. Buna karşılık olarak bize dair herhangi bir usulsüzlükten bahsetmelerine gerek yok. AK Parti dönemine ait belgeler varsa dava açsınlar. Dosyaları versinler biz götürüp teslim edelim. CHP'li meclis üyeleri de buna tam inanamadıkları için ittifak yaptıkları partilerin üyeleri bunları gündeme getiriyor. AK Parti ne yaptı denirse, çok şey sayılabilir; ama 2019'dan bu yana yok. Soruyoruz; bugüne kadar 139 milyar liradan fazla bütçe kullandınız, bu parayla ne yaptınız? Oyun yapımcılarına sesleniyorum. Üç aşamalı bir oyun geliştirin. AK Parti'nin yaptıkları, CHP'nin yaptıkları ve CHP'nin karşı çıktıkları olarak üç farklı yol olsun. Çamlıca Kulesi'nin giriş ücretleri Bu ücretlerle ilgili görüşmelerimizi yapalım. Dünya standartlarında nasıl bakalım. İlgili kurumlarla görüşeceğiz. Çamlıca Kulesi hem bir çevre projesi hem de dünya standartlarında bir dijital radyo ve seyir kuledir. İyi bir turizm noktası olacağını düşünüyoruz. Eser ve hizmet siyasetine devam edeceğiz. AK Parti icraatlarını Z kuşağına anlatabiliyor mu? Gençlerin AK Parti'ye ilgisini değerlendirdiğimizde AK Parti birinci parti. AK Parti ilk girdiği seçimde yüzde 34 milyon oy aldı. AK Parti'nin en son seçimde aldığı oy ortalama yüzde 45. Bu yeni gelen yeni seçmenden hatırı sayılır bir oy aldığımızın işareti. 20 yıllık seçim sonucu gösteriyor ki; AK Parti gençlerin birinci partisi. Türkiye'nin iki gücü var, gençler ve dijital evren. Gençleri dijital evrene yönlendirebilirsek; büyük sıçrama yapabiliriz. İBB'nin hiç olumlu bir işi yok mu? Asfalt döküldü 5 bin ton hoşumuza gitti. Süt dağıtıldı, güzel bir şey ama maliyetleri sormamız gereken bir şey. "Engelleniyoruz" algısı var ya, biz İBB'nin Meclis'e getirdiği dosyaların sadece yüzde 2'sini geri çevirmişiz. Arıtma, ulaşım, metro ile ilgili bir şey yok. Başlattığımız metro inşaatlarında iki durak ilerlemişler. Tebrik ediyorum. İki durak için açılış yaptılar demek ki 8 tane daha tören yapacaklar. Tebrik ediyoruz.

2 yıl önce

Le Figaro: Türkiye, sadece 15 yılda başlıca İHA üreticilerinden oldu

'Türk dış politikasının hizmetinde bir teknoloji' başlıklı haberde, Libya’da 2020 ilkbaharında Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu ile Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı güçler arasındaki çatışmada STM şirketi tarafından üretilen 2 Kargu-2 intihar İHA'sının önemli bir rol oynadığına işaret edildi. Bunun tartışılmaz bir olgu olan 'İHA'ların Türkiye savunma endüstrisi piyasasında yükselişini ve savaş alanında kullanımının yaygınlaştığını' ortaya koyduğu aktarılan haberde, "Sadece 15 yılda, ülke Amerikan, İsrail ve Çin modelleriyle rekabet arzusuyla dünyanın temel üreticileri arasındaki yerini aldı" ifadeleri kullanıldı. https://twitter.com/figaro_inter/status/1413156071254933504?s=21 Haberde Kargu, Bayraktar, Anka, Karayel, Alpagu gibi Türk İHA'larının etkili olmalarının yanı sıra uygun fiyatlı olduğu belirtildi. Türk İHA'larının 2016’dan itibaren sınır ötesindeki operasyonlarda kullanılmaya başlandığı kaydedilen haberde, "Giderek daha etkili olan Türk İHA'ları sadece Libya’da değil, Dağlık Karabağ’da da güç dengesini değiştirdi" denildi. Haberde, Türk İHA'larının gittikçe daha fazla sattığı belirtilerek Azerbaycan, Katar, Ukrayna ve Tunus ve NATO ülkesi Polonya'nın Türk silahlı insansız hava aracı satın aldığı; Letonya, Macaristan ve Arnavutluk'un yanı sıra başka ülkelerin de Türk İHA'larına ilgi gösterdiği anımsatıldı.

2 yıl önce

KYK’nın 5 yıldızlı otel ayarında öğrenci yurdu: Öğrencileri ağırlamak için gün sayıyor

KYK eski ve küçük kapasiteli öğrenci yurtlarını yenileyerek öğrencilere 5 yıldızlı otel konforunda yeni yurtlar yapmaya devam ediyor. Bu kapsamda Ankara’nın Mamak ilçesinde bulunan ve yaklaşık 60 senedir öğrencilere hizmet vererek ömrünü dolduran Atatürk Öğrenci Yurdu yıkılarak yerine çok kısa bir süre içerisinde modern ve günümüz ihtiyaçlarını karşılayan yeni yurt yapıldı. Yıkıldığı zaman bin 840 kapasiteye sahip olan Atatürk Öğrenci Yurdu, yeni ve modern haliyle 3 bin 784 kız öğrenciye ev sahipliği yapacak. Beş bloktan oluşan yurtta dörder kişilik odalar yer alırken özel banyo ve tuvaletin yanı sıra çalışma odaları da bulunuyor. Öğrencilerin her türlü ihtiyacının düşünüldüğü yurtta son model makinelerin bulunduğu çamaşırhane, ayrı bir blok olarak tasarlanan yemekhane, modern şartlara uygun konferans solonu, çok amaçlı salon, valiz depoları ve mescit yer alıyor. Ayrıca öğrencilerin boş vakitlerini değerlendireceği spor sahaları için de son hazırlıklar tamamlanıyor. Her detayın ayrı ayrı düşünüldüğü Atatürk Kız Öğrenci Yurdu’nda engelli öğrencilerde unutulmadı. 3 blokta 72 yatak kapasitesi ile engelli öğrencilerin yaşam standartlarını en üst düzeyde tutmak için özen gösterilecek.

2 yıl önce

Türkiye ile Libya arasındaki yolculu gemi seferleri 25 yıl sonra yeniden başladı. ilk gemi İzmir'e geldi

Libya'nın Misrata şehri ile İzmir arasında başlatılan yolcu seferlerinin ilki gerçekleştirildi. 25 yıl sonra yeniden başlatılan sefer kapsamında, üç gün önce Misrata'dan çıkan 'Kevalay Queen' isimli 500 yataklı, 700 yolcu, 520 araç kapasiteli, 2 bin ton yük taşıyabilen gemi bugün İzmir'e demirledi. Karanfil Group ile Misrata'dan Kevalay Turizm ve Libya Demir Çelik Şirketi (LISCO) ortaklığıyla hayata geçirilen proje kapsamında, 107 yolcunun bulunduğu gemi İzmir'de karşılandı. Seferlerin haftada bir gerçekleştirileceği Türkiye- Libya hattında yolculuk süresinin iki gün olacağı ifade edildi. DEIK Türkiye-Libya İş Konseyi Başkanı, Türkiye Libya İş Adamları Derneği Başkanı ve Karanfil Group Yönetim Kurulu Başkanı Murtaza Karanfil, "Bu gemiler yolcu, yük ve araç taşıyacak. Gemi üç gün önce Libya'dan çıktı. Üç gün sonra İzmir'e vardı. İzmir'de dün fırtına olduğu için bir gün aksama yaşandı. Normalde iki günlük bir süre olacak. Bu seferleri diğer şehirlere de taşıyabiliriz" dedi. 25 YIL SONRA YENİDEN Libya'nın 1992 yılında ithalata açıldığını hatırlatan Karanfil, “Libya ithalata açılmadan önce insanlar yolcu gemileriyle Türkiye'ye gelirdi. Hem turistik faaliyetlerde bulunur hem ticaretlerini yaparlardı. Libya ithalata açıldığı zaman gemi seferlerinde düşüş oldu. Libya'ya havayolu ve ticaret açıldığı için insanlar gemi ile ticaret yapma ihtiyacını hissetmediler. Bu seferler 95'li yıllarda bitti. Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması'nda Libya ile iki yıl önce komşu olduk. Biz bu komşuluğa nasıl katkı sağlayabileceğimizi düşünürken nostaljiyi canlandırmak istedik ve İzmir'e seferleri başlattık" ifadelerini kullandı. '500 YILA DAYANAN ARKA PLAN KÜLTÜRÜ' İki ülke arasındaki ilişkilere değinen Karanfil, "İki yıl önce Libya ile imzalanan anlaşma dolayısıyla Cumhurbaşkanımıza ve Libya Başbakanına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz de komşuluk ilişkisini geliştirmek için elimizden ne gelirse yapmaya hazırız. Libya Afrika'nın anahtarı konumunda bir ülkedir. 7 milyon nüfusu vardır ancak Libya'da 300 milyon nüfus varmış gibi bir tüketim vardır. Lojistikte Türkiye'nin jeopolitik konumu oldukça önemlidir. İki ülke iş birliği hem Afrika'ya giren ürünlerde hem de Afrika'dan dünyaya dağılacak ürünlerde ciddi rol oynayacak. Libya ile 500 yıla dayanan bir arka plan ilişkimiz, kültürümüz vardır. Biz Libya'ya kardeş ülke olarak bakıyoruz. Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması ile Libya halkında belki de yüzyıllarca unutulmayacak bir vefa duygusu oluşturmuşuzdur. Libya'nın Akdeniz'deki haklarının korunması Libya'da nesilden nesile aktarılacak önemli olaylardan biridir" dedi. 'LİBYALILARIN SEVİNCİNDEN DOLAYI GURUR DUYDUK' Libya'dan İzmir'e düzenlenecek seferlerin kış mevsimi dolayısıyla haftada bir gerçekleştirileceğini belirten Karanfil, "Yazın muhtemelen bu seferler artacaktır. Libya'daki geminin çıkış törenine altı bakan, bir eski başbakan ve Libya'nın hemen hemen bütün üst düzey bürokratları geldi. Bir bayram havasıydı. Bizler de Libyalıların bu sevincinden dolayı gurur duyduk. Bu gemilerde hem turizm hem ticaret olacak. Libyalı kardeşlerimiz istedikleri zaman arabalarına binip, arabalarıyla Türkiye'ye gelip seyahat edebilecekler. Libya nüfusunun 2002'den bu yana neredeyse yüzde 60'ı Türkiye'ye gelmiştir" diye konuştu. Libya Kevalay Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mecihi ise, "İzmir'de olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye ve Libya arasında ekonominin tesis edilmesi ve ilişkinin artmasından memnunuz. Türk makamları bu yolcu gemisini başlatırken her türlü kolaylığı gösterdi. Biz gelecekte ikili ilişkiyi geliştirmek için elimizden ne gelirse yapmaya hazırız" dedi.

2 yıl önce

Büyükelçi Karlov suikastının üzerinden 5 yıl geçti! Bakan Çavuşoğlu: Türk-Rus dostluğunu bozmak isteyenler hüsrana uğradı

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş'ın silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetmesinin üzerinden 5 yıl geçti. Bu süre zarfında Karlov suikastinin, Türkiye-Rusya ilişkilerinin bozulması için gerçekleştirildiği, her ülke resmi makamlarınca ortak kanaat olarak dile getirildi. Sputnik'in derlediği habere göre, Bakan Çavuşoğlu, ölümünün 5. yılında, Rus diplomasi geleneğinin önemli isimleri arasında sayılan Andrey Karlov hakkındaki duygu ve düşüncelerini RIA Novosti Ajansı'na şöyle anlattı: 'KARLOV'UN KAYBI RUS HALKINI OLDUĞU KADAR, HALKIMIZI VE TÜM ÜLKEMİZİ DERİNDEN ÜZDÜ' "Kendisi, Türkiye-Rusya ilişkilerine zor bir dönemde önemli hizmetlerde bulunan tecrübeli bir diplomattı. Görev süresi içinde diplomasi camiasında sevilen saygın bir diplomat olarak temayüz etmişti. Sayın Karlov, ilişkilerin her alanda daha iyi seviyelere taşınması için uğraşmış, Türk-Rus dostluğuna başarılı çalışmalarla katkı sağlamıştır. Onun kaybı, Rus halkını olduğu kadar, halkımızı ve tüm ülkemizi derinden üzmüştür." 'TÜRK-RUS DOSTLUĞUNU BOZMAK İSTEYENLER HÜSRANA UĞRADI' Bakan Çavuşoğlu, Karlov'a yönelik suikastin bir terör saldırısı olduğunun altını çizerken, asıl amacın Türkiye-Rusya ilişkilerini bozmak olduğunu, ancak iki ülkenin de bu tuzağa düşmediğini belirtti: "Büyükelçi Karlov'a yönelik saldırı aynı zamanda Türk-Rus dostluğuna yapılmıştı. Ancak Türkiye ve Rusya bu tuzağa düşmedi. Bu anlamda Türk-Rus dostluğunu bozmak isteyenler hüsrana uğramıştır. Unutmayalım ki, Büyükelçi Karlov'a yapılan saldırı bir terör saldırısıydı. Terörizm, insanlık dışı vahşetinde ırk, din, dil, mevki gözetmemektedir. Diplomatlarını, Büyükelçilerini yakın geçmişte teröre en fazla kurban vermiş olan Türkiye, bu acıyı en iyi bilen ülkelerdendir. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak ben de olayın hemen ardından mevkidaşım Lavrov ile birlikte Moskova Vnukova Havaalanı'nda cenaze karşılama merasimine iştirak ederek, acılı ailesine taziyelerimi sunmuştum. Bu vesileyle, başta Sayın Büyükelçi'nin kederli ailesi ve yakınları olmak üzere, Rus halkına ve devletine tekrar başsağlığı diliyorum. Büyükelçi Karlov'u saygıyla anıyorum. Huzur içinde yatsın." 'RUSYA'YLA İŞBİRLİĞİMİZİ SÜRDÜRMEYE KARARLIYIZ' "Son 5 yılda ülkelerimiz arasındaki ilişkiler hem ikili hem de bölgesel düzeyde dinamik bir seyir izledi. Karşılıklı üst düzey temaslarımız yoğun şekilde devam ediyor ve ilişkilerin geliştirilmesine yönelik güçlü bir ortak iradeye sahibiz. Ticaret, enerji, turizm, kültür ve diğer alanlarda ilişkilerimiz giderek gelişiyor. Ticaretimiz ve turizm ilişkilerimiz pandeminin etkilerinden hızla sıyrılıyor. Bu yıl 30 milyar Dolarlık ticaret hacmine yaklaşacağız. Turizmde de yaklaşık 5 milyon Rus turisti (Ekim ayı itibariyle 4.3 milyon) ağırlamış olacağız. Enerji, işbirliğimizin önemli bir ayağı. Türk Akım geçen yıl faaliyete geçti. Akkuyu Santrali'nde çalışmalar takvime göre ilerliyor. İlk üniteyi 2023 yılında devreye alacağız. Rusya'yla bölgesel konularda da yakın bir diyalog içindeyiz. Farklı yaklaşımlarımızın bulunduğu konularda dahi bölgemizin huzur ve refahını ön plana koyan sorumlu bir yaklaşımla meseleleri ele alıyoruz. Karşılıklı saygı ve ortak çıkarlar temelinde sonuç alıcı işbirliğimizi sürdürmeye kararlıyız." 'TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİ BALTALAMAK İSTEYEN GÜÇ ODAKLARI ORTAYA ÇIKTI' Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'na göre, Karlov'a yönelik suikast, Türkiye-Rusya dostluğunu baltalamak isteyen odakları açıkça ortaya koydu: "Büyükelçi Karlov'un uğradığı terör saldırısı, Türk-Rus işbirliğini baltalamak isteyen birçok güç odağının varlığını ortaya koydu. Dolayısıyla, ilişkilerimizin geliştirilmesi için ortak çaba gösterilmesi aynı zamanda Sayın Karlov'un anısına ve onun çabalarına saygının bir gereğidir diye düşünüyoruz." BÜYÜKELÇİ KARLOV SUİKASTININ ÜZERİNDEN 5 YIL GEÇTİ Rus Büyükelçi Karlov, "Gezgin Gözüyle Kaliningrad'dan Kamçatka'ya Rusya" konulu fotoğraf sergisinin açılışına katılmak üzere 19 Aralık 2016 Pazartesi günü akşam saatlerinde Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'ne geldi. Karlov, saat 19.05'te açılış konuşmasını yaptığı sırada koruması gibi hareket edip arkasına geçen saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş tarafından silahla vurularak öldürüldü. Teslim olması için yapılan çağrılara ateşle karşılık veren Altıntaş, özel harekat polisleriyle girdiği çatışmada etkisiz hale getirildi. Saldırganın, İzmir Rüştü Ünsal Polis Meslek Yüksekokulunu bitirdiği ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesinde görevli polis memuru olduğu belirlendi. Olayın ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de dahil olduğu 28 şüphelinin yer aldığı iddianame hazırlandı. İddianamede, sıradan bir polisin, Büyükelçi Karlov'a ait bilgilere tek başına ulaşmasının mümkün olmadığı ve eylemi bir istihbarat örgütünün yardımıyla gerçekleştirdiği anlatıldı. İddianameye göre, terörist Altıntaş'a, Karlov suikastı için gereken bilgiyi, örgütün istihbarat yapılanmasında yer alan mahrem imam eski BTK çalışanı Şahin Söğüt sağladı. Suikasttan 10 gün önce Altıntaş ile Keçiören ilçesindeki evi yakınlarında görüşen Söğüt, saldırı talimatını iletti. Söğüt'ün cep telefonunda, örgüt elebaşı Gülen'e ait videolar, haberleşme programları, FETÖ ile ilgili bazı dava iddianameleri ile Karlov ve Gülen'in fotoğrafları bulundu. SUİKAST PLANI STV DİZİSİNDEN Karlov suikastının azmettiricisi ve 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ'nün cinayetten yaklaşık 6 ay önce de suikast girişiminde bulunduğu bilgisi de iddianamede yer aldı. Buna göre, AK Parti Genel Merkezi'nin 27 Haziran 2016'da düzenlediği 9. Geleneksel Büyükelçiler İftar Programının davetli listesinde Karlov da yer alıyordu. Tetikçi Altıntaş, programın düzenleneceği mekana yine koruma polisi olarak sızacaktı ancak o tarihte yurt dışı seyahati nedeniyle Karlov, iftar programına katılmadı. Böylece ilk suikast girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Öte yandan, FETÖ'nün kapatılan yayın organı Samanyolu TV'de yayımlanan "Nizama Adanmış Ruhlar" isimli dizide, Karlov suikastına ilişkin ipuçları yer aldı. Dizinin 30 Aralık 2014'te yayımlanan 89. bölümünde, resim sergisine katılan bir büyükelçiye yönelik suikast girişimi canlandırıldı. Dizideki suikast girişimi sahnesi ile Karlov suikastının benzerliklerine işaret edilen iddianamede, "FETÖ, kendisine iltisaklı medya aracılığıyla mensuplarına talimatlar ilettiği, algı operasyonları yaptığı, yapılacak örgütsel eylemlerin planlarının dizilerde işlendiği, örgüte ait dizilerin senaryolarında dahi örgüt elebaşı Gülen'in etkisi ve talimatı olduğu belirlenmiştir." tespiti yapıldı. DAVA SÜRECİ Karlov suikastı davasına, 8 Ocak 2019'da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. İlk savunmaların ardından 5 Mart 2020'de savcı, esas hakkında mütalaasını sundu. Mahkeme, 9 Mart 2021'de dosyayı karara bağladı. Buna göre, suikastı gerçekleştiren Mevlüt Mert Altıntaş'ın "örgüt abisi" sanık Şahin Söğüt ile suikast talimatını Altıntaş'a ilettiği belirtilen sanık Salih Yılmaz ve Ahmet Kılınçarslan, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ile Karlov'u "terör amaçlı kasten öldürme" suçundan 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, FETÖ'nün mahrem istihbarat yapılanmasında görevli olduğu belirtilen sanık Hüseyin Kötüce ile eski istihbaratçı Vehbi Kürşad Akalın'ı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse, Karlov'u "terör amaçlı kasten öldürmeye yardım" suçundan da sanıklar 15'er yıl hapse çarptırdı. Mahkeme, sanıklar Hasan Tunç, Sercan Başer, Ufuk Gül'ü "FETÖ üyeliği" suçundan 7 yıl 6'şar ay, Ayşe Söğüt ve Kaan Bülbül'ü aynı suçtan 9'ar yıl, Hayreddin Aydınbaş ve Ramazan Yücel'i ise 10 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırdı. Karlov'un öldürüldüğü serginin organizatörü sanık Mustafa Timur Özkan ise "FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırıldı. Heyet, sanıklar Doğukan Söylemez, Kadir Şamlı, Oğuzhan Öztürk, Abdulsamet Kekeç, Sefa Kurnaz ve Bilal Dereli'nin üzerine atılı suçlardan beraatına karar verdi. Mahkeme, FETÖ elebaşı Gülen ve Emrullah Uslu'nun da arasında bulunduğu firari sanıklar Hamza Sevinç, Cemal Karaata, Cengiz Özkan, Burak Yusmak, Murat Tokay, Şerif Ali Tekalan ve Temel Alsancak'ın dosyalarının ayrılmasına hükmetti. GÜLEN'İN TALİMATIYLA "RENKLENDİRME" TAKTİĞİ Mahkeme 19 Nisan 2021'de davanın gerekçeli kararını açıklandı. Buna göre, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasından sonra FETÖ mensuplarının dağılmalarını engellemek ve yeni darbe girişimine imkan sağlamak amacıyla örgütün bu suikastı planladığı belirtildi. FETÖ elebaşı Gülen'in, 17-25 Aralık sürecinde örgüt mensuplarının tespit edilmemesi amacıyla "diğer dini gruplara dağılması" yönünde talimat verdiğine de işaret edilen gerekçede, örgüt içinde "renklendirme" denilen bu çalışma kapsamında, Altıntaş'ın Ankara'da çeşitli dini grupların içerisine sızdığı kaydedildi. Altıntaş'ın, bu amaçla "Sosyal Doku Vakfı" içerisinde saklandığı, bu vakıf içerisinde bulunduğu sürede dikkat çekmeden ve fark edilmeden FETÖ'ye bilgi aktarımında bulunduğu ifade edildi. Sanık Şahin Söğüt'ün, 9 Aralık 2016'da kripto suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş'a saldırıyla ilgili yerine getirmesi gereken talimatları verdiği belirtilen gerekçede, Altıntaş'ın, "FETÖ tarafından özel olarak seçilerek eğitilen, kripto tabir edilen örgüt mensuplarından biri olduğu" vurgulandı.

1 2 3 4 5 6 7 8